Anne babalar yenidoğan dönemindeki gaz sancıları, zamanı belli olmayan acıkma ağlamaları nedeniyle çoğu zaman yorulmuş, uykusuz kalmışlardır. Bebeklerinin biraz daha büyüdüğünde uykusunun düzene gireceğini düşünürler. Ancak 1 yaşından sonra yine geceleri mızıldayan, ağlayan ve sanki gündüz gibi gözleri açık oturan bebeklerini görünce hayal kırıklığına uğrarlar. Tabi onları ilk planda endişeye sevk eden, küçük çocuklarının olası hastalıklarıdır. Her dört aileden birisi bebeklerinde uyku problemlerni yaşamaktadır. 1 yaşını geçtiğinde uyku problemleri olan bebekleri, sadece hastalıklar yönünden değerlendirmek yeterli olmayacaktır. Karakteri ve sosyal etkileşimi ile birlikte gün içi travmatik olaylar, geceleri iç çekmeler, ağlamalar şekliyle dönüş yapabilir. Uyku problemlerini sadece uykusuzluk, ağlama şeklinde olmaz, uyku apnesi, gece terörü gibi olaylarda aynı kategoride ele alınmalıdır.
1-2 yaş dönemindeki çocukların ihtiyacı olan uyku 10-12 saattir. Bu süre yeterlidir ancak uyku sürekli bölünüyorsa yine sağlıklı bir uykudan söz edilemez. Uyku süreci Rem ve Non Rem denilen bölümlere ayrılır. Rüyaların görülmesi Rem döneminde olur. Kısa süreli ve gündüz uykuları ve sabahları uykunun derinliğinin azalması ile rüyalar oluşur.
Non-Rem dönemi 1 saatten sonra başlar 3-4 saate kadar sürer. Uykunun en derin dönemleridir. Bu dönemde gerçek dünya ile bağlantı büyük oranda kesildiğinden uykudan uyandırmak oldukça zordur. Uyurgezerlik ve gece terörü de bu dönemde ortaya çıkar.
Beslenme Düzensizliğine bağlı uyku sorunları
Bebeğin aç olması veya fazla beslenmesi kesintisiz uyku olanağını azaltır. Fazla beslenme durumunda normalde olmayan mide reflüsü yine aynı sonuca yol açacaktır. Giysilerin mevsim ve oda sıcaklığına bağlı olmadan bebeğin üşümesine, terlemesine veya bunalmasına neden olabilir. Rahat uyuyamaz.
Psikolojik Uyku Problemleri
Artık toplumun bireyi olma yolunda duygusal ve bilişsel yetileri gelişen bebeğimiz dışarı dünyadan gelen her ses ve görüntüyü kısa ve uzun hafızasına eklemektedir. Görsel ve işitsel her uyaran bir yanıt bulmaktadır. Günlük konuşmalar, ses tonları dahi bebeğinizi incitebilir. Aile bağlarına 1 aşından sonra daha fazla adapte olmaya çalıştığından özellikle yakın bildiği kişilerin aşırı tepkileri bilinçaltına kadar kazınır. Çok fazla gürültü, gün içinde çok uyaranın olduğu ortamlarda hızlı gezintiler dahil gündüz belirti vermese de geceleri şiddetli ağlamalar, inlemeler, iç çekmelerle kendini gösterebilir. Çocuklara erken yaşlarda televizyon önerilmemektedir. Yapılan hatalardan biri oturtulup kendi başına bırakılmasıdır. Her türlü verilen mesajlar, çocuğunuza korku veya kişilik düzensizliği olarak yansıyacaktır.
Uyumadan okunan kitaplardaki hikaye, masallar unutmayalım ki çocuğunuzun gece uyku konforuna tesir edecektir. Bu noktada çok hassas seçim yapılmalıdır. Anne babadan bir süre ayrı kalan çocukta, güvensiz ortam hissi nedeniyle uykudan uyanmalar, annesi yanında olmayınca yeniden kolayca uykuya dalamama sıklıkla görülür.
Uyku Apnesi
Uyku problemleri arasında solunum durması denilen uyku apnesi ciddi bir tehlike olarak anlaşılmalıdır. Solunum durduğunda çocukta ani sıçrar tarzda boğulma, derin nefes alma atakları olur. İri bademcikler, geniz eti tıkanıklığı, bağlı uyku apnelerinin çoğunluğunu oluşturur. Beyinsel anormalliklere bağlı uyku apnelerine başka nörolojik bulgularda eşlik etmektedir.